5 Kitap 89 TL
Sadece 9.90 TL
MARAL, Nejla Bilgin
İKİ DİZE ARASI, Hande Ortay, Sinan Bayraktar
MARAL, Nejla Bilgin
Yürek yangınları yaşadığımız anlarda
bizi ferahlatacak su ararız.
Bedenimizi, ciğerlerimizi suyun o soğuk ve
ferahlatıcı lezzeti ile yıkarız.
Bazen su, insan haline gelir yaşamımıza girer
sözleri ile bizi arındırır, yangınlardan kurtarır.
Öykülerde su gibidir.
Bazen içindeki bir karakterde kendimizi,
bazen de iyi tanıdığımız birini buluruz.
Düşüncelerimizde yıkanırız, ferahlarız.
Kendimizi ve başkalarını daha iyi tanımaya başlarız.
Yol hikâyeleridir anlatılanlar,
insanı bir yürekten başka bir yüreğe taşır.
Bilmediğimiz hayatlara
en mahrem duygulara bizi tanık eder.
Maral’ın arayışı gibi öyküler aradım.
Yağmur bereketi ile öyküleri çoğalttım,
rüzgâra savurdum,
sadece size özel ve yalnız sizin kulağınıza söyledim.
Öyküler yol arkadaşınız olsun.
GELİNCİKLER, Nejla Bilgin
Düğün günü pencereden ilk defa gördüğü damadı beğenmeyen gelin, elindeki gümüş aynayı yere fırlatır, ayna paramparça olur, su dolu gümüş tas tahta döşemede ses çıkararak yuvarlanır. Babasının kendisine seçtiği damat ile evlenmek istemeyen gelinin acı dolu feryatları her yerden duyulur. Davullar susar, düğün evi cenaze evi sessizliğine bürünür. Beyaz gelinlik ile kırlara doğru koşan gelinin gözünden akan her damla yaş kan kırmızı gelincik çiçeği olur. Bir anda etraf uçsuz bucaksız gelincik tarlasına dönüşür. Kızının ardından giden baba, rüzgârda dalgalanan gelincik tarlasının içinde gelincik çiçeğine dönüşen gelini arar. Her adımda ayağının altında ezilen gelincik çiçekleri birer damla kan gibi toprağa karışır, toprakta gelincik çiçeği yeniden açar. Hangi gelincik çiçeğinin kızı olduğunu anlayamayan baba, gelincik çiçeklerini hoyratça koparmaya başlar, elleri kan kırmızı gelincik rengine döner, kopardığı gelincik çiçekleri hemen solar. Sesi rüzgârda kaybolur, kızına bir daha ulaşamaz. Her yıl aynı yerlerde kan kırmızı gelincik renginde açan çiçekler, ince boyunları ile kendilerini zorla evlendirmeye çalışan babalarından saklanan gelincik çiçekleridir. Küçük gelincik çiçekleri, hazin yaşam öykülerini sessizce rüzgâra fısıldarlar…
İKİ KADIN BİR UMUT, Nejla Bilgin
Gerçek ile hayalin birbirinin içinde eridiği, tüm renklerin çarkıfelekte döndükçe beyaz renge büründüğü bir görsellik içinde yaşıyoruz. Hatırladıklarımızı gerçekten yaşadık sanırız bazen. Hatırladıklarımızın önemli bir kısmı hayal ettiklerimizdir aslında. Hüzün dolu duygular ve yaşananlar daha fazla yer tutar anılarda. Zamanla siyah renkli anılar eskiyip griye dönse bile kalıcıdır mutsuzluk anıları. Teninin üstüne giyilen ikinci bir ten olur, yapışır bırakmaz insanı. Yüzüne derin çizgiler çizer ben buradayım diye, her aynaya baktığında sessiz çığlıklar atar anılar. Güzel anılar güvercin kanadında yol alır, tavuskuşunun görkemli tüylerinde renklenir. Bahar çiçekleri gibi coşar ve solgun bahçemize kıştan sonra iyi gelir. Yüzümüze gülümseme, yüreğimize tatlı bir esintidir mutlu anılar. Güzel anılar ilkbahara benzer. Kısa gelir ilkbahar mevsimi insana, yaşanacak çok güzel duygular baharda cıvıltılarla dolaşan serçe kuşlarının şarkılarıyla bahar rüzgarlarında kaybolur gider. En güzel hayallerin kurulduğu mevsimdir bahar anılarda, güzel hatırlanır. Anılar yaşlanmaz sadece zamanda yolculuk eder. Umulmadık anlarda, bir köşe başından çıkıp bize çarpar. Herkes kendi hayatını yaşarken sadece hayal kuranlar, kendi ne hayal ediyorsa onu yaşar. Hayal ettikleri için mücadele eder. Bazıları hayal gibi yaşar, bazıları bir hayalin içinde yaşar, bazıları da hayal kuranların hayalini hayal ederek yaşar.
ZAHİRİ, Pınar Eygi
Başrol bir kadın… Nefes ile nefsteki nüans kadar sıra dışı ama bir e harfi kadar da olağandı aslında yaşamı… Sonra bir anda bugüne kadar hiçbir yerde görülmemiş kadar çarpıcı bir yalan ve aldatma içinde buldu kendini. Bu bir kadının başına nasıl gelebilirdi! Sadece düşüncesi bile akılda depremler yaratacak kadar büyüktü. Başına gelmesi ise bu dünyanın kıyameti… Hangi kadın ya da hangi erkek bu kitabı okuyacak olsa “Ben olsam ne yapardım?” sorusuna asla cevap bulamayacaklar. Bu kitap büyük bir yüzleşme. Hayata, sevmeye, aşka ne kadar cesaretiniz olduğu ve neyi göze alabildiğinize dair büyük bir sınav. Dünü, bugünü ve yarını yok edecek bir doğruyu öğrenmeyi mi tercih ederdiniz yoksa bir yalanı yaşamayı mı? Gerçekler her zaman bizim için en doğru seçenek midir? Tüm bunların cevabı ne idi? Ya da cevap var mıydı? Aylin, Emre ve Onur bu cevapları ararken kendilerini mi kaybedeceklerdi yoksa ‘Emir’ yerine geldiği için aslında bu yaşadıkları bir kendini buluş muydu? Bir emirdi tüm yaşananlar aslında. Zahiride aşk, batınide sevda olan…
İKİ DİZE ARASI, Hande Ortay, Sinan Bayraktar